ALAŞEHİR’İN ‘ISCAK SUYU’ DÜNYA GÜNDEMİNDE
Jeotermal enerji yatırımlarıyla biranda sadece Türkiye’nin değil dünyanın da dikkatini çekmeye başlayan Manisa’nın Alaşehir ilçesinde yerel ağızla ‘ıscak su’ denilen jeotermal yatırımlar dünyanın en önemli enerji kuruluşlarının katıldığı ve Türkiye’nin en önemli enerji etkinliği olan 22’nci Uluslar arası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansında da gündeme geldi. 3 gün süren ve Alaşehir Belediye Başkanı Dr. Gökhan Karaçoban’ın da katıldığı etkinliğin son gününde Alaşehir Belediye Başkan Danışmanı Sami Çeltikoğlu ‘Yerel yönetimlerin jeotermal elektrik santrallerine bakış açısı’ konulu bir sunum yaptı.
Türkiye’nin en önemli enerji etkinliği olan 22’nci Uluslar arası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı (ICCI 2016) İstanbul Fuar Merkezinde gerçekleştirildi. 3 gün süren etkinliğe Alaşehir Belediye Başkanı Dr. Gökhan Karaçoban ve Başkan Danışmanı Sami Çeltikoğlu da katıldı. Başkan Danışmanı Çeltikoğlu konferansta ‘Yerel yönetimlerin jeotermal elektrik santrallerine bakış açısı’ konulu bir sunum yaptı.
Konuşmasına Alaşehir’deki jeotermalin tarihçesiyle başlayan Çeltikoğlu, “Buradaki hazirunun yabancı olmadığı bir konu jeotermal. Oysa biz Alaşehirlilerin, vatandaşlarımızın tabiri ile ‘ıscak su’, ‘sıcak su’ dedikleri konu. Bize yabancı olan, sonradan karşımıza çıkan bir kavram. Devasa kuleler, iş makinaları, baretli insanlar, hatta kimi zaman yabancı insanlar. Fakat itiraf etmeliyim ki artık alıştık, anladık. Alaşehir’de jeotermalin tarihi çok eski yıllara dayanmaktadır. MÖ 150’li yıllarda Bergama Kralı şehirdeki şifalı sulardan, ılıcalardan ve uzun ömürlü insanlardan dolayı ‘ölüm giremez’ diye şehir girişine bir yazı astırıyor. Alaşehir’de bulunan zeugma kadar eski bir geçmişi olan yaklaşık 2000 yıllık Dionoysos Şarap Tanrısı mozaiğinde motif olarak şifalı sular ve bereketli toprak figürleri işleniyor. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde şifalı sular ve ılıcalardan ‘Ala Şar’ adı ile Alaşehir’den bahsediyor. Yakın tarihimizde de Alaşehir 287 0C’lik sıcak su kaynağı ile Türkiye’nin 1., Dünya’nın 3. Sıcak su kaynağı olarak, Dünya gündemine giriyor ve ezberleri bozuyor. Tabi bunların yanında bir de jeotermal patlama ile de ülke gündeminde uzun süre yer aldığımızı da hatırlatmak istiyorum. Ve şimdiki zamana geldiğimizde Alaşehir, 9 jeotermal enerji firmasının yatırım alanı haline geldi. Mevcut kurulu güç şuan da 100 MW, yakın gelecekte planlanan kurulu güç 350 MW, Alaşehir’de şuan faaliyette olan firmaların yaptığı yatırım miktarı 400 milyon dolar. Bunlar şehrimiz adına, ülkemiz adına sevinç duyulacak gelişmeler. Katkı koyanlara, emek harcayanlara teşekkür ediyorum.” dedi.
ALAŞEHİR’İN ALTI KADAR ÜSTÜ DE DEĞERLİ Şuan da yerli yabancı birçok firmanın enerji yatırımlarına hizmet sunmak için Alaşehir’e geldiğine dikkat çeken Çeltikoğlu, “Artık şehrimiz birçok ülkeden gelen insanlara; kültürüyle, şehir yaşamıyla ev sahipliği yapıyor. Fakat burada diğer önemli bir konuda; Alaşehir’de yerin altı da, yerin üzeri kadar değerli. En önemli ürün üzüm. Dünyanın en önemli ve en kaliteli üzüm çeşitlerinden biri olan ‘Sultaniye Üzüm’ bu bölgede yetiştiğinden, halkın en önemli geçim kaynağını üzüm oluşturmaktadır. Ürün tedarik periyodu açısından bakıldığında da Alaşehir önemli bir hatta bulunmaktadır. Üzüm aynı zamanda tarihsel bir simge. Üzüm’ün değerlendirilmesi, ciddi anlamda katma değer üretmesi ve tarihi süreç içerisindeki yeri açısından, Alaşehir ilçe sınırları içerisinde yer alanYaş Sebze Meyve Depolama ve Paketleme Tesisleri, Kuru Üzüm Paketleme Tesisleri, Sirke-Pekmez Fabrikası, Dünya’nın en büyük SUMA Alkol Fabrikası,Türkiye’nin en büyük bağ alanı olan Pendore Bağlarının varlığı, Zeugma’dan daha eski bir geçmişe sahip Dionysos Şarap Tanrısı mozaiğinin bu topraklarda olması buraların 1500-2000 yıl öncede bağ olduğunu hatırlatmaktadır. Kısacası üzüm ve tarım Alaşehir’linin olmazsa olmazıdır. Alaşehir’de üzümden gerisi teferruattır desek yerinde olur sanırım. Bunları size niye mi anlatıyorum? Jeotermal Enerji kaynaklarının olduğu coğrafyanın önemini, çalışılan bölgenin hassasiyetlerini, yerel yönetim açısından bizim Jeotermal Enerji’ye yaklaşımımızı daha rahat kavrayabilmeniz için. Tarım ve Enerji dengesini kurmak durumundayız.” diye konuştu.
ŞEHİR EFSANELERİ OLUŞMAYA BAŞLADI Tüm yaşanan gelişmeler ışığında jeotermalin dost mu? düşman mı? Olduğu şeklinde bölgede uzunca süreden beri tartışılan fırsatlar ve tehditlerkonusunun gündeme geldiğini kaydeden Çeltikoğlu şunları söyledi:
“Sürekli sorular var. Alaşehir için iyi midir? Kötü müdür? Tarımı bitirecek, çevre felaketlerine sebep olacak bir yapıda mıdır? Yoksa değil midir? 2 bin civarı kuyu açılacağı söyleniyor? Şeklinde. Bu soruları, kuşkuları, endişeleri çoğaltabiliriz. Ve birçoğu da kulaktan kulağa dolaşarak şehir efsanesi olmuş durumda. Hatta annem bile arkadaşları ile altın gününde otururken bu konular konuşuluyor ve bana sorma gereği duyuyor. Oğlum sen bu işlerle ilgileniyorsun bu ‘sıcak sucular’ bizim bağları kaldırıp yerlerine kuyu açacaklarmış diyor. Jeotermal Enerji konusu bu denli halkın gündemine girmiş durumda. Alaşehir Belediyesi olarak bizler de ilçemiz sınırlarında yapılan tüm Jeotermal çalışmaları yakından takip ediyor, sektörle ilgili tüm kesimle iletişim halinde kalmaya çalışıyoruz. Diğer yandan da jeotermal enerjinin bölgemize olan katkılarını arttırmak amacıyla, alternatif kullanım olanakları konusunda yurt içi ve yurt dışı birçok kurum ve kuruluşla irtibat halindeyiz. Bölgemizde yatırım yapan firmalar başta olmak üzere, akademik çevrelerden, sivil toplum kuruluşlarından, kamu kurumlarında jeotermal enerji konusunda sürekli ve sürdürülebilir iş birlikleri kurmaya çalışıyoruz. Yerel Yönetim olarak bizler, jeotermal enerji firmaları gibi elektrik üretimi ile ilgilenmiyoruz. Ülkemiz açısından elbette elektrik üretimi çok önemli bir konu. Yerel Yönetim olarak bizim hedefimizJeotermal enerjinin alternatif kullanım olanakları ile bölgemize sunacağı katkılar. Bilimsel literatüre geçmiş jeotermal enerjinin çok farklı alanlarda olmak üzere bilinen 70 farklı kullanım olanağı mevcut… Bunlardan en ilginci mesela tarihi eser restorasyonu. Biz bölgemiz için belirlediğimiz yaklaşık 7 farklı kullanım olanağı ile ilgileniyoruz. Bunlar; Şehir Isıtması, jeotermal ısıtmalı modern seracılık, kurutma tesisi, soğutma teknolojisi, kesintisiz yıl 12 ay butik tarım ve agroturizm gibi.”
AB PROJESİ KAFA KARIŞIKLIĞINI GİDERECEK Jeotermal enerji kullanımının tarım ve çevreye olumsuz etkisinin olmaması, Jeotermal enerjinin alternatif kullanım olanaklarının Alaşehir'in ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkı sağlaması amacıyla hazırladıkları ve hibe desteği almaya hak kazanan AB Projesi hakkında da bilgiler veren Çeltikoğlu proje hakkında şunları söyledi:
“Bu projemizde Alaşehir Belediyesi ve özel sektör ortaklığı olacak. Enerji Firmaları ile karşılıklı iş birliği oluşturacak paylaşımlar yer alacak. Jeotermal ısıtmalı sera ısı temini ve 5 bin konut için şehir ısıtması çalışmaları yer alacak. Birçok soru işaretine, birçok kafa karışıklığını bu projemiz sayesinde gidermeyi hedefliyoruz. 287 0C ile Türkiye’nin en sıcak suyunun bulunduğu Alaşehir’de, jeotermal enerji yatırımları hızla devam ederken, bizlerde Alaşehir Belediyesi olarak jeotermal enerji yatırımlarının çevre, tarım ve ekonomiye katkılarını/etkilerini araştırmak üzere, Kolektif Bilinç Derneği, BUV - (Almanya İş Hayatı Dernekleri Federasyonu), Alaşehir Ticaret Borsası ve Alaşehir Ziraat Odası işbirliğiyle ‘Jeotermal Enerji Alaşehir’ Projesini hayata geçiriyoruz. Projede ‘Jeotermal Enerjinin Çevre, Tarım ve Ekonomiye Etkileri’ bilim temelli olarak araştırılacak. Projenin amacı; Enerji alanında Türkiye ve AB üye ülke sivil toplumları arasındaki güçlü bağların ve ileri düzey işbirliğinin kurulmasına katkı sağlamak ve ‘Jeotermal enerjinin çevre, tarım ve ekonomiye etkilerinin’ bilim temelli tartışılmasına zemin hazırlamaktır. Tüm kesimlerin desteği ile jeotermal enerjinin alternatif kullanım olanakları konusunda yol gösterici olması beklenen proje ile bölgesel olarak Alaşehir ilçesine yönelik, multidisipliner açıdan ele alınmış Alaşehir’in Jeotermal Enerji Vizyonu’nun da geliştirilmesi beklenmektedir. Almanya ve Türkiye arasında, yerinde bilgi ve uzmanlık paylaşımı amacıyla her iki ülkeye proje ekibi haricinde, her iki ülkeden STK, kamu, özel sektör ve üniversite temsilcileri ziyaretler ve alan çalışmaları gerçekleştireceklerdir. Almanya’yı seçmemizdeki neden çevre hassasiyetlerinin en üst düzeyde olan bir ülke olması. Ardından Jeotermal enerjinin çevre, tarım ve ekonomiye etkilerinin konulu Kongre/Çalıştay ile konunun tüm taraflarının bilim ve mühendislik temelinde bir araya getirilerek, başta Türkiye’nin ardından da bölgesel olarak Alaşehir’in jeotermal konusundaki politikasına yol gösterici ve katkı koyucu öneriler geliştirilmesi sağlanarak, Alaşehir’in jeotermal vizyonu belirlenmesi hedeflenmektedir. 4 gün sürecek bir ‘Jeotermal Enerjinin Çevre, Tarım ve Ekonomiye Etkileri’ konulu bir Kongre/Çalıştay gerçekleştireceğiz.”
ALAŞEHİR’E KATKI SAĞLAYACAK Çeltikoğlu konuşmasının son bölümünde proje ile Alaşehir’in jeotermal enerji vizyonunu da ortaya koyduğunu belirterek şöyle tamamladı:
“Alaşehir Belediye’sinin temin edeceği bir alanda güneş, rüzgâr, hidro, biokütle ve jeotermal enerji gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının tanıtımlarının yapılacağı, bünyesinde her bir konuya özgü konuyu açıklayan materyaller, simülasyonlar ve sunumların olacağı ‘Yenilenebilir Enerji Kaynakları ile Ekolojik Tarım, Araştırma, Uygulama ve Eğitim Merkezi’ kurulması planlanmaktadır.
Bu Merkez; ülkemizin ana ihtiyacı ve en büyük 2 problemi; enerji güvenliği ve gıda güvenliğini enerjide dışa bağımlıyız ve cari açığın ana nedeni enerjide dışa bağımlılılık, dolayısıyla enerji üretmemiz lazım. Gıda üretiminde, gıda güvenliğinde ise durum pek parlak değil, çiftçi üretimden çekiliyor, yeni nesil tarıma hevesli değil, birçok üründe ve üretimde dışa bağımlıyız. Bu merkez de ana fikir, enerji ile tarımı evlendirmek, enerji ve gıda üretimini birleştirmek. Kendi enerjisini üreten çift yönlü katma değerle, karlı tarım işletme modellerini sergilemek, tarım ve enerji üretimini daha cazip ve ilgi odağı haline getirmek, ekolojiik tarımla enerji ve teknolojinin bütünleşmesiyle yeni nesile tarımı zevkli hale getirmek. Yani enerji ve gıda güvenliğinin birleştirerek birbirini destekleyen, geliştiren, büyüten forma sokmak. Bu tip uygulamalarla bu işlerin yapılabileceğini göstermek. Bu çalışma diğer belediyelere yol haritası olması açısından da büyük önem taşıyor. Yerel yönetim olarak bizim hassasiyetlerimiz; jeotermal enerji kullanımının tarım ve çevreye olumsuz etkisinin olmaması, Jeotermal enerjinin alternatif kullanım olanaklarının Alaşehir'in ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkı sağlamasıdır.”